CENK AKYOL
  röportajlar
 


Cenk: "En büyük hedefim NBA"


- Dünya Şampiyonası'ndaki başarıyı neye borçluyuz? Eleştiriler sizi etkiledi mi?

Takım olabildiğimiz için başarı geldi. Birlik ve beraberlik bizi kenetledi. Beni eleştirdikleri zaman daha çok hırslanıyorum ve bu oyunuma olumlu olarak yansıyor. Takımımıza birçok eleştiri geldi ama bize yansıması olumlu oldu. Kendi aramızda hep olumlu konuşuyoruk. Beklentilerin çok olmaması da bu başarıyı getirdi diyebilirim. Başarı geldikçe ilgi doğal olarak arttı. 2001'den önce basketbola rağbet yoktu. Avrupa ikinciliğinden sonra artan ilgi buralara kadar geldi.
- Dünya Şampiyonası'ndan sonra teklif aldın mı?
Şampiyona sonrası değil de sezon sonunda birkaç teklif almıştım. Ama kulübümle olan sözleşmem devam ettiği için fazla üzerinde durmadım.
- Turnuva boyunca unutamadığın an oldu mu?
İlk üç maç çok kötü oynadım. Bir türlü yapamıyordum. Belki de heyecandan dolayı. Ama Slovenya maçında gerek hücumda gerekse savunmada herşeyi yaptım. İbrahim abi, Serkan abi, Ermal ve Kaya bana gerekli desteği verdiler. O maç benim için önemliydi.
- Hidayet ve Mehmet?
Onlar hakkında yorum yapamam. İkisiyle de herhangi bir sorunum yok. Benle aralarında birşey de geçmedi. Benim işim sahaya çıkıp mücadelemi sürdürmek.
- Dünya Şampiyonası'nda ABD'nin Yunanistan karşısında durumunu gördükten sonra Avrupa ile ABD arasındaki farkın kapandığını düşünüyor musun?
ABD'nin çok büyük yıldızları getirmedikçe başarılı olacağına inanmıyorum. ABD'yi izlerken daha çok zevk almayı bekliyordum ama olmadı.
- Ümit Milli Takım'a değinirsek... Dördüncü kez üst üste final oynadık ama bir türlü olmadı... Neden mutlu sona ulaşamıyoruz?
Sırbistan takımıyla elli defa maç yapsak 49'unu kazanırız. Ama finalde karşılaşmamalıyız. Final olduğu zaman bir türlü olmuyor. Konsantrasyon eksikliği olduğunu düşünüyorum. Bundan önceki üç finali 15-16 sayı farklarla kaybetmiştik. Yani yorgunlukta bir etken değil. Nedense finale geldiğimizde başaramıyoruz.


[b]- Genç bir basketbolcu olarak Türk basketbolunun geleceğini nasıl görüyorsun?
[/b]
Üzerimizdeki beklentiler arttı. Böyle bir kadroyla bu başarının gelmesi isteklerin daha fazla olmasını sağlayacak. İyi bir jenerasyonumuz var. İlerki yıllarda Türk basketbolu çok daha iyi yerlere gelecek.
- Bu sene Türkiye'de basketbol sarsıntılı günler geçirdi. Takımlarımızın kapanmasını ya da ligden çekilmesini nasıl değerlendiriyorsun?
Kulüplerin kapanması Türk basketbolu için iyi değil. Her yıl altyapılardan birçok oyuncu çıkıyor. Bu oyuncuların da 1. ve 2. ligde oynamasını isterim. Bu sene A takıma bir oyuncu girse ve oynatılması için üzerine gidilse bu durum basketbolumuzu olumlu yönde etkiler.
- Yabancı sayısının artırılması genç oyuncuları nasıl etkileyecek?
Yabancıyla oynamak her zaman avantaj. Kendi oyununu geliştirebilmek için önemli bir fırsat. Oyunculukla alakası var. İyiysen önüne kim getirirlerse çıkıp önemli süreler alabilirsin. Yalnız beş yabancı çok fazla. Geçen sezon dört yabancı normaldi. Milli Takımımız'da birçok genç oyuncu var. Onların kulüplerinde süre bulmaya başlayacakken beş yabancının olması abartı oldu.
- 2005 NBA dratında Atlanta Hawks tarafından seçildiğinde neredeydin ve ne yapıyordun?
Draft gecesinde Genç Milli Takım ile birlikte Kuşadası'nda kamptaydık. Sabah altıya kadar heyecandan uyuyamadım. İnternete girip baktığımda 59. sıradan ismimi görünce acaba mı dedim. Şaşırdığım kadar da sevinmiştim.
- Bekliyor muydun?
Bekliyordum aslında. 38. ya da 39. sıradan New York Knicks seçecekti ama Kurt Thomas ve Quentin Richardson takası olunca Atlanta Hawks'a kaldım.
- İstediğin bir takım var mıydı?
Herhangi bir takım yoktu. Önce Amerika'ya gidiyim orada nasıl olsa yer edinirim mantığındayım.
- Fiziği'nin NBA'ye yeterli olduğunu düşünüyor musun?
Bu sene sonunda daha iyi olacak. Gerekli çalışmaları yapıyorum.
- Kendine kimi örnek alıyorsun?
İlk A Takım seviyesine çıktığımda bana sürekli bu soruyu yöneltiyorlardı. Harun abi (Erdenay) ve İbrahim abiyi (Kutluay) örnek aldığımı söylüyordum. Halen ikisi gibi olmayı amaçlıyorum. Bunun yanında Alper Yılmaz'la çalışıyordum. Her zaman komple bir oyuncu olmak gibi idealim vardı. Alper abi gibi iyi bir savunmacı, Harun ve İbrahim abi gibi iki skorerden birşeyler kapıp komple bir oyuncu olmak hedefimlerim arasında.
Avrupa ya da Amerika'da?
- Papaloukas'ı çok beğenirim. Yürüyerek turnike atabiliyor. Amerika'da basketbol şov üzerine oynanıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse yok.
- NBA'de hayal kırıklığı yaşamak gibi bir korkun var mı?
Bunları konuşmak için çok erken. Umarız olmaz ama hayal kırıklığı yaşasamda döneceğim yer Avrupa olacak. Euroleague'de oynamak isterim. Avrupa'dan teklif gelirse oturur düşünürüm. Çok büyük korkularım da yok açıkçası.
- En büyük hedefin NBA'i mi?
NBA'de oynamak her oyuncunun hayalidir. Benim de hedeflerim arasında. Seneye gitmeyi düşünüyorum. 23-24 yaşlarında ise mutlaka NBA'de olmalıyım.
- Türkiye'den kimler NBA'de oynayabilir?
Kesinlikle Semih. Kendisini geliştirmesi gerek ama potansiyeli çok yüksek olduğunu düşünüyorum.
- İbrahim Kutluay senin için veliahtım demişti bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
İbrahim abiyle beraber çok zaman geçirdik. Kamplar dışında da görüşüyoruz. Onunla kardeş gibi bir ilişkimiz var. Babam F.Bahçe'de antrenörken İbrahim abinin antrenmanlarını izliyordum. Orada da hep konuşuyorduk. Üç yazdır bana sürekli destek oluyor. Bana şutları böyle atsan diye nasihatlarda bulunuyor. Saha içi ve saha dışındaki davranışlarımı çok olumlu yönde etkilediğini düşünüyorum. İbrahim abiden böyle bir söz duymak bana gurur veriyor.
- Savunmandan bahsetsek...
Savunmamın iki senedir çok geliştiğini düşünüyorum. Bunun için kendimi her geçen gün daha iyi hazırlıyorum. Hem savunmada üzerini düşeni yapabilmek ve hücumda da gerekli gayreti gösterebilmek başlıca hedeflerimden...
- Oyun içinde gördüğün en büyük eksikliğin nedir?
Kısa mesafede biraz sorunum var. Bu ilk adımın çabukluğu ile ilgili. Biraz daha hızlanmam gerektiğini düşünüyorum. Bunun içinde özel çalışmalar yapıyorum. Açık sahada oldukça rahat olduğumu söyleyebilirim.
- Boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Sinemaya gidiyorum. İdmandan vakit buldukça birşeyler yapmaya çalışıyorum. İdmanlara endeksli olduğu için planladığım şeylerde mutlaka aksaklık çıkıyor. İşimin zor kısımları ama güzellikleri daha fazla. Son zamanlarda beni yolda görenler artık tanıyorlar ve imza istiyorlar. Bu yaklaşımlar benim için önemli bir durum.
- Basketbol ve futbol maçı izler misin?
Basketbol maçlarını çok takip ettiğimi söyleyemem. Anneme NBA maçları için beni kaldır desem de maalesef uyku daha tatlı geliyor. Futbolla hiç ilgim yok. Maç gördüğüm zaman kanal değiştiriyorum.
- Tuttuğun takım?
Takım tutmuyorum.
- Müzik?
Rock dinliyorum. Korn ve son zamanlarda Iron Maiden'a merak sardım.
Teşekkürler Cenk Akyol.
___________________________________
___________________________________
___________________________________
RÖPORTAJ ::::2


Efes Pilsen'in genç forveti Cenk Akyol, NTV Spor Servisi'nden Irmak Kazuk'un sorularını yanıtladı.



Sezon içinde antrenör Oktay Mahmuti ile sorunlar yaşayan ve bir süre kadro dışı kalan Cenk, daha fazla oynama fırsatı bulmuş olsa fiziksel olarak daha iyi durumda olabileceğini söyledi.




NBA takımlarından Atlanta Hawks'ın yaz kampında NBA kapısını zorlayacak olan genç oyuncu, NBA hayalinin gerçekleşmemesi halinde Efes Pilsen'e döneceğini belirtti.



- Yorucu bir sezon geride kaldı. Sen de Atlanta Hawks'ın yaz kampında yer alacaksın. Şu ana kadar nasıl gidiyor sezon sonu?



Sezon bittikten sonra biraz rahatladım ben açıkçası. Çok yoğun, stresli ve benim için sinir harbi şeklinde geçen bir sezonun ardından, şu bir haftalık dönemde mümkün olduğunca dinlenmeye baktım. En azından kafamı dinledim. Biraz rahatladım. Senin de dediğin gibi ABD'ye gideceğim. İlk önce Chicago'ya gideceğim. Orada 1-2 haftalık antrenman dönemi geçireceğim. Tek başıma özel antrenmanlar yapacağım. Hem fiziksel olarak hem basketbol açısından. En azından sezon sonundaki o durumu daha iyiye çevirmek için. Sonra da Atlanta ile antrenmanlara çıkacağım. Son olarak durum değerlendirilecek.



- "Sezon sinir harbi şeklinde geçti" dedin. Ne oldu da sinirler gerildi? Oktay Mahmuti ile özellikle finalin son maçında bir gerginlik yaşandı aranızda?



O her oyuncuyla her antrenörün yaşayabileceği olaylardı. Seri çok kötü gidiyordu, kaybetmiştik. 3-0'dan sonra kaybetmiştik diyemem ama devre arasında birşeyler yaşandı. Çok da büyütülecek birşey değil ama sonuçta herkesin sinirleri tepesindeydi. Bir olay yaşandı. Çok fazla büyütmeye gerek yok bence.



- Peki sezonu daha iyi geçirebileceğine inanıyor musun? İyi bir dünya şampiyonası geçirmiştin, iyi süre aldın, sezon başında da formdaydın, iyi maçlar çıkarmıştın...



Dünya Şampiyonası'nda gerçekten çok iyi oynadım. Hatta ilk üç maçın dışında çok iyi oynadım. Dünya Şampiyonası'nı çok iyi şekilde tamamladım. Sonra geldim ve sezona da çok iyi başladım. Benim olsun, diğer milli takımdaki genç arkadaşlarımın olsun, özgüvenimiz yerine gelmişti. En azından kendimize güveniyorduk, birşeyler yapabileceğimizin farkına varmıştık. Sezon başında da aynı şekilde devam etti. Dünya Şampiyonası'nda nasıl formdaysak o formu koruyarak devam ettik. 1.5-2 aylık süreyi ben kendi açımdan çok iyi geçirdiğime inanıyorum. Euroleague'de olsun Türkiye Ligi'nde olsun iyi ortalamar tutturdum. Takım da iyi gidiyordu zaten. Ama ondan sonra kötü bir dönem geçirmeye başladım, kötü oynadım. O zaman da söylüyordum, bunlar her sporcunun yaşayabileceği şeyler. Hergün iyi oynayamazsınız ama bir yerden sonra toparlanmam gerekiyordu, bunu ben yapamadım. Açıkça söylüyorum. Sonra bazı sorunlar yaşadık ve 1.5 ay kadar kadro dışı kaldım. O dönemi de çok iyi geçirdiğimi düşünüyorum. Çok çalıştım o dönemde. Sonra yeniden takıma döndüğümde de elimden geleni yapmaya çalıştım. Takıma verebileceğim herşeyi vermeye çalıştım.





- Dünya Şampiyonası'nın ardından teklif aldın mı?



Evet, şampiyona sonrasında bir kaç teklif aldım ama sonuçta Efes Pilsen'le sözleşmem vardı ve yapacak fazla birşey de yoktu.



- "Keşke gitseydim, sözleşmem olmasaydı. Daha fazla dakika alabilirdim" dedin mi hiç? Çünkü Ender Arslan Efes Pilsen'de ikinci oyun kurucu konumundaydı ama burada alacağı süreden daha uzun forma şansı buldu Avrupa'da.



Ben hep şöyle düşündüm. Efes Pilsen Avrupa'nın en iyi, en büyük, en köklü kulüplerinden bir tanesi sonuçta. Takımla gelen başarı oyuncunun kendi başarısı olarak da görüldüğü için benim Efes Pilsen'de kalmam daha avantajlıydı. Çünkü Euroleague'de olsun, Türkiye'de olsun, başarı elde edeceğimizi düşünüyordum. Ama Avrupa'da daha başarılı olup, daha iyi bir derece ile bitireceğimizi düşünüyorum. Kötü diyelim, bu kadar kötü bir sezon geçireceğimizi zannetmiyordum. Ama dediğim gibi Efes Pilsen'de kalmaktan mutluydum bu sezon. Sonuçta Avrupa'nın en büyük takımlarından birinde oynadım.



- Kendini Atlanta'daki seçmelere hazır hissediyor musun? Oradaki geleceğini nasıl görüyorsun?



Bilmiyorum, sonuçta bazı fiziksel dezavantajlarım var, bunun farkındayım ama orada Avrupalılara farklı baktıkları için avantajlarımın daha fazla olduğunu düşünüyorum. Sonuçta gidip deneyeceğim. Elimden ne gelirse yapacağım. Olmazsa da her zaman söylediğim gibi dünyanın sonu değil. Efes Pilsen'le sözleşmem devam ediyor.



- Orası olmazsa kesinlikle Efes Pilsen mi diyorsun? Avrupa'nın başka bir takımı olabilir mi? Euroleague'den başka bir takım?



İlk düşüncem orada kalıcı olabilmek. Ama olmazsa Türkiye'de Efes Pilsen'i düşünüyorum. Sözleşmem de devam ediyor, bilmiyorum ne olacağını. Belki orada anlaşacağım, belki orayla anlaşıp başka bir yere gidebilirim. Ama Efes Pilsen'le sözleşmeme var sonuçta, Türkiye'ye dönersem Efes Pilsen'de devam edeceğim.



- Milli Takım şansın için neler söyeleyceksin? Artık önümüzde Avrupa Basketbol Şampiyonası var...



İspanya'daki Avrupa Şampiyonası'ndan önce Ümitler Şampiyonası var. Kadrodaydım ama Nihat İziç ve Bogdan Tanjevic ile görüştüm. ABD'ye gideceğimi söyledim. Onlara da çok teşekkür ediyorum, anlayışla karşıladılar. Bunun benim hayatım olduğunun onlar da farkında. Bana herkes destek oldu. Onlara da teşekkür ediyorum. Avrupa Şampiyonası'nda tam kadro olacakmıyız bilemiyorum ama ben tam kadro olmasını isterim. Çünkü çok iyi bir hava yakaladık, Türk basketbolu olarak iyi durumdayız. Oraya tam kadro gidip Dünya Şampiyonası'nda gösterdiğimiz isteği, arzuyu yansıtırsak ben ilk 3'e gireceğimize kesin gözüyle bakıyorum.



- Son olarak yeniden Efes Pilsen-Fenerbahçe Ülker serisine döneceğim.
4-0'lık bir seri oldu. Aslında bir tarafta siz, savunma ekolu olarak adını duyuran Efes Pilsen, seride yaklaşık 60 sayı ortalamalarda kaldı...




Evet Efes Pilsen her zaman savunmasıyla ön planda olan, savunmada ekol olan bir takımdı. Ama bu sene işlerin biraz değiştiğini düşünüyorum ki takım içindeyken de öyle hissettim.



- Acaba basketbol mu değişiyor? Efes Pilsen'in basketbolu eskiye dönük bir basketbol olabilir mi sence? Çünkü artık daha hızlı oynandığı gerçek ve Fenerbahçe Ülker de bunu yaptı...



Ben şuna inanıyorum ki biz attığımız zaman maçları kazandık. Bu sezon karşı takımdan daha fazla skor ürettiğimizde maç kazandığımızı düşünüyorum. Çünkü elimizde bulunan oyuncuların da artı yönleri o yöndeydi. Nicholas olsun, Haislip olsun, Granger olsun, hepsi hücumda müthiş özellikleri olan, Avrupa'nın en iyi oyuncularından. O yüzden daha fazla attığımızda maç kazandık. Ama müdafa da yaptık. Ben sezonun ikinci yarısında takımla belki fazla beraber olamadım ama takımla beraber olduğum sürede elimizden geldiğince mücadele etmeye çalıştık. Oktay hoca zaten hiçbir zaman taviz vermedi kendisinden. Her zaman müdafa üzerine yoğunlaştı. Ama benim kendi düşüncem, bu sene bir hücum takımıydık.





FOTOĞRAFLARIYLA BİRLİKTE..........................

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol